Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), bugün “Emekten yana, demokratik halk bütçesi istiyoruz” sloganıyla İstanbul’un Kartal ilçesinde ve Diyarbakır’ın İstasyon Meydanı’nda miting düzenledi.
ANKA’nın haberine göre, yüzlerce kişinin katıldığı mitingde konuşan KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, iktidarın baskı politikalarının her geçen gün emekçiler, işçiler üzerinde artarak devam ettiğini belirtti. Bozgeyik’in konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
‘SÖMÜRÜ DÜZENİNE KARŞI BARIŞTAN YANAYIZ’: “Adeta bir açık faşizmle, bir anayasasızlık süreciyle karşı karşıyayız. Sendika, toplu sözleşme, grev hakkımıza, örgütlenme ve düşünce özgürlüğümüze yönelik antidemokratik uygulamalar, artarak devam ediyor. Son yıllarda hayata geçirilmeye çalışılan antidemokratik uygulamalar, sivil darbe niteliğindeki uygulamaların yarattığı siyasi kriz, kaçınılmaz olarak ülkemizde kriz ortamına neden olmuştur. Yıllardır devam eden krizle, hayatımızın her hücresine nüfus eden bir ekonomik krizle karşı karşıyayız. Krizin en önemli nedeni, kapitalist sömürü düzeni ve bu düzenin devam ettirilmesi için uygulanan savaş politikaları. İşte biz, KESK, işçiler, emekçiler olarak bu dönemde barıştan yanayız.”
‘TTB’YE YARGI DARBESİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ’: Siyasi kriz ekonomik krizi, ekonomik kriz ekolojik krizi, ekolojik kriz ise siyasi krizi ülkemizde ve dünyada derinleştirmiştir. Şimdi de yeni bir yargı darbesiyle yeni rejimin eksik kalan taşlarını döşeyerek, ülkemizde faşizmi tam olarak kurumsallaştırarak tüm demokratik, siyasi hakları ortadan kaldırmayı hedefliyorlar. Bu ülkede, ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ diyen Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) ve pandemide yaşatma mücadelesi yürüten hekimlerin, sağlık emekçilerinin mücadelesine tahammül edemeyenler, TBB’ye yönelik açtıkları Anayasa’ya aykırı davayla Merkez Konseyi’ne kayyum atayarak bir yargı darbesi gerçekleştirmişlerdir. Türk Tabipleri Birliği’nin Merkez Konseyi üyesi yoldaşlarımızın mücadelesinin yanında olduğumuzu belirterek, bu hukuksuzluğa karşı demokrasiden, barıştan, eşitlikten yana olan herkesi birlikte ortak mücadele etmeye davet ediyoruz.
‘ÇOKLU KRİZ DERİNLEŞİYOR, BASKI ARTIYOR’: Bugün dünyanın birçok bölgesinde devam eden savaşlar, işgal ve soykırım politikaları artarak devam ediyor. İsrail’in Filistin halkına yönelik işgal ve soykırım politikaları yine ülkemizde uzun süreden beri Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklanan savaş, baskı ve kayyum politikaları; çoklu krizi derinleştirmekle demokratik haklarımıza yönelik baskıları her geçen gün daha fazla artırmaktadır. Bugün sizlerle birlikte İstanbul Kartal Meydanı’nda, Amed İstasyon Meydanı’nda ve Türkiye’nin her yerinde, emekten, demokrasiden, haklardan yana, toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin oluşturulması için bu mücadeleyi örgütlemeye, sizlerle birlikte büyütmeye çalışıyoruz. O nedenle bugün her yerde alanlardayız, sokaklardayız.
‘İNTİHAR EDEN ÖĞRENCİLERİN OLDUĞU BİR ÜLKE’: 7,5 bin TL’ye mahkûm olan 9 milyon emekli oluyor. Yine geçinememe sorunu yaşayan asgari ücretliler oluyor. Öğrenci yurtlarında barınma sorunu olan öğrencilerin, yaşamış oldukları sorunlar nedeniyle intihar eden öğrencilerin olduğu bir ülkede hep birlikte demokratik bir Türkiye’nin yaratılması için ortak bir mücadele yürütüyoruz. Şimdi 13 Aralık’ta Meclis Genel Kurulu’na gelecek yeni bir bütçeyle karşı karşıyayız. Bu bütçeye baktığımızda geçmiş yıllarda olduğu gibi yine iktidar, tercihini yandaştan yana yapan, kamuyu tamamen tasfiye ederek tekellerin insafına bırakan ve tercihlerini faizden yana kullanan bir politikayı, bütçede ortaya çıkarmaya çalışıyor. Bu bütçeye baktığımızda, 31 Mart’ta yapılacak seçimin bütçesi olduğunu da görüyoruz.
‘İŞSİZLİK, KRONİK HÂLE GELDİ’: Hayat pahalılığı ve işsizlik, ülkemizde izlenen bu politikalar nedeniyle kronik bir hâle gelmiştir. Eğer bu bütçe parlamentoda, aralık ayı içerisinde kabul edilirse önümüzdeki dönem halkımızı, emekçileri bekleyen birçok tehlikeyle karşı karşıyayız. Özellikle bu bütçeyle tamamlayıcı emeklilik sistemi adı altında emeklilerin yaşadığı açlık ve yoksulluğun katmerleşmesinden, kıdem tazminatının fona devredilerek tasfiyesinden söz ediyorlar. Yine emekli aylıklarının giderek daha fazla düşürülmesinden bahsediyorlar. Kendi sahte TÜİK rakamlarıyla hazırlamış oldukları orta vadeli programa göre, hedefledikleri enflasyona göre ücretlerimizi artırmayı düşünüyorlar. Yine ülke topraklarının, madenlerimizin, ormanlarımızın haraç mezat yerli ve yabancı sermaye gruplarına peşkeş çekilerek satılmasını hedefliyorlar.
‘HALK, DERİN YOKSULLUĞA SÜRÜKLENİYOR’: Bu kriz içerisinde halk, giderek derin bir yoksulluğa sürükleniyor. En temel ihtiyaç maddelerinin yüzde 100 zamlandığı bir geçinememe, barınamama krizi giderek derinleşirken, 2024 yılında bu krizin daha fazla artacağını ifade edebiliriz. Kriz, emeğe yönelik saldırıların fırsatı hâline getiriliyor. Kamu emekçilerinin iş güvencesinin son kırıntılarının esnek, performansa dayalı çalışmayla ortadan kaldırılmak istendiği 2024 yılı bütçesi ile karşı karşıyayız. 6 Şubat depreminen sağ kurtulan insanlarımız, 10 ayı geçmesine rağmen hâlâ bu kışı çadırlarda, konteynerlerde, sağlıksız ortamlarda suya, gıdaya erişememe sorunuyla karşı karşıyalar. Ucuz emek sömürüsü derinleştirilerek, göçmenler üzerinde emek sömürüsü artırılmakta. Ülke, yabancı sermaye açısından bir emek cenneti hâline getirilmek isteniyor. Göçmenlere, mültecilere yönelik saldırı, cinayet, ötekileştirme, düşmanlık politikaları artarak devam ediyor.
‘DEMOKRASİ MÜCADELESİNİ HEP BERABER BÜYÜTELİM’: Bu karanlığı dağıtarak demokrasi, adalet ve barış mücadelesini hep birlikte büyütelim. Bu kışı bahara çevirecek olan tüm emekçileri buradan, yeniden selamlıyorum. Selam olsun demokrasi ve barış için mücadeleyi büyütenlere. Selam olsun bu topraklarda tüm baskılara rağmen özgürlük ve adalet mücadelesini yürütenlere. Selam olsun sendikal hak, özgürlükler mücadelesi verdikleri için sorgusuz sualsiz işinden, ekmeğinden edilen, ihraç edilen, sürgün edilen, tutsak edilen tüm kamu emekçilerine. Demokrasi mücadelesi yürüten tüm toplumsal kesimleri buradan KESK adına tekrardan selamlıyorum. Eğer biz birleşirsek başaracağız. Umudu, mücadeleyi, güveni yeniden büyütme zamanı.”
FİNCANCI: ‘BİZİ GÖREVDEN ALDIKLARINI ZANNEDİYORLAR’
Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin önceki gün üyelerinin görevden alınmasına karar verdiği Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı da mitingde yaptığı konuşmada şunları dile getirdi:
“Amaç dışı faaliyet nedeniyle bizi görevden aldıklarını zannediyorlar. Oysa bizim tarihimiz, onların bize tanımladığı amacın çok çok ötesindedir. Biz, tarih boyunca onlara göre amaç dışı faaliyetlerle yoğurulmuş bir meslek örgütüyüz. Çünkü ‘Özgürlükten tasarruf edilmez’ diyen abilerimiz, ablalarımız var bizim. Birlikte mücadele ettiğimiz, ‘Sağlıktan tasarruf edilmez’ diyenlerimizle beraber bu yollarda yürüdük. Özgürlük, adalet, demokrasi olmadığında toplumun sağlıklı olabilme olanağının olmadığını biliyoruz. O nedenle biz, bize tanımlanan o amaçların ötesinde halk sağlığını koruma görevimizin bilinciyle özgürlükler için de mücadele ediyoruz. Demokrasi için de mücadele ediyoruz. Adalet için de ve en başta barış için de mücadele ediyoruz. Barış olmadan insanların hayatta kalabilmesi, insanların sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi olanağı yok. İşte gözümüzün önünde Gazze’de olup bitenleri hep birlikte görüyoruz. Bunları izlemek değil, bunlar için mücadele etmek hepimizin sorumluluğudur.”
DİYARBAKIR’DA KESK MİTİNGİ
KESK’in düzenlediği Diyarbakır mitingi ise İstasyon Meydanı’nda başladı. “Emekten yana demokratik halk bütçesi istiyoruz” sloganıyla bir araya gelen bölge kentlerinden yüzlerce emekçi mitinge katıldı. Gruplar halinde alana giren kitle, ‘Biji berxwedana kedkaran’, ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’ sloganları attı. (HABER MERKEZİ)