CHP kongreleri iptal edilince akıllara 2017 referandumu geldi: Olağandışı örüntüler bulundu

5 Eylül 2025

İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP 38. Olağan İstanbul İl Kongresi’nde seçilen başkan ve yönetimin görevden uzaklaştırılmalarına, İl Başkanlığına geçici yönetim kurulu atanmasına karar verdi.

8 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirilen CHP İstanbul İl Başkanlığı İl Kongresi’nin yetkisizlik ve usulsüzlük nedeniyle hükümsüz kaldığı belirtildi.

İlgili mahkeme kararı gerekçe gösterilerek, CHP’nin önümüzdeki günlerde yapılması planlanan Ataşehir, Sarıyer ve Esenyurt ilçe kongreleri de iptal edildi.

ŞAMİL TAYYAR: 2017 REFERANDUMUNUN MÜHÜRSÜZ OY KARARI KALDIRILIRSA NE OLUR

İki yıl önce yapılan bir seçimin mahkeme kararıyla iptal edilerek görevdeki isimlere el çektirilmesi, akıllara 2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumunu getirdi. Öyle ki, AKP’li Şamil Tayyar, 2017 referandumunu hatırlatarak, “Eğer, sulh hukuk mahkemesi üzerinden seçim hukuku oluşturulur, hukuk güvenliği korumasız hale getirilirse, her seçim kararı tehdide maruz kalabilir. Misal, 2017 referandumundaki sandıklar açılmadan mühürsüz oyların geçerli sayılmasına ilişkin seçim kurulu kararı, yarın bir sulh hukuk mahkemesince kaldırılırsa, ne olur? Veya kıran kırana geçen bir belediye veya milletvekilliği seçiminde yıllar sonra benzer bir durumun yaşanmayacağını kim garanti edebilir? Ayrıca siyasi açıdan da yaşananların Cumhur İttifakına hiçbir faydası yoktur” diye konuştu.

DERVİŞOĞLU DA AYNI NOKTAYA DİKKATİ ÇEKTİ

CHP Genel Merkezi’nde Özgür Özel ile görüşen İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, yaptığı açıklamada, 2017 referandumu ve sonrasındaki seçimlerin bile mahkeme kararlarıyla tartışmalı hale gelebileceğini söyledi.

Dervişoğlu, “Özellikle 2017 referandumuyla alakalı olarak yaşanmış olaylarla ilgili şayet bir asliye hukuk mahkemesi karar verirse Türkiye’deki sistem değişikliği, ondan sonra yapılan 2018 seçimleri, ondan sonraki 2023 seçimleri bile tartışma konusu olabiliyor” dedi.

2018’DEKİ ARAŞTIRMA: OLAĞANDIŞI ÖRÜNTÜLER BULUNDU

Akademisyen Kemal Büyükyüksel ise 2018’de çıkan kapsamlı bir akademik çalışmayı X hesabından paylaştı. Buna göre, 2017 referandumunu sandık bazında analiz edildi. Sandıkların yüzde 11’inde olağandışı örüntüler bulundu. Araştırmacılara göre yüksek katılım ve “evet” oyları birlikte şişti. Anomaliler ayıklandığında sonucun “hayır” lehine döndüğünü buldu.

“BALLOT STUFFING” VE “VOTER RIGGING”

Büyükyüksel’in paylaşımı şöyle:

“Araştırmacılar election forensics yöntemiyle sistematik bir analiz yapmışlar. Sandık bazında katılım oranı ile evet oylarının ilişkisini incelemişler. Normal şartlarda beklenmeyecek anomaliler, özellikle küçük sandıklarda yoğunlaşmış, ‘ballot stuffing’ (Editör notu: Türkçede oy kutusuna fazladan oy atma ya da oy doldurma olarak ifade edilir. Bir seçim hilesi türü) ve ‘voter rigging’ (Editör notu: Seçim manipülasyonu) izleri.

Araştırmacılara göre bu fazladan oy ekleme veya seçmen baskısına işaret ediyor. Nüfusu az kırsal bölgelerde hem katılım aniden yükselmiş hem evet oyları olağandışı artmış. Araştırmacılar tarafından bu örüntü istatistiksel olarak rastlantıyla açıklanamayacak kadar güçlü bulunmuş.

“ULUSLARARASI LİTERATÜRE GİRDİ”

Çalışma, tesadüf veya doğal varyans ihtimalini zayıf buluyor. Araştırmacılar, YSK’nın kanuna aykırı olarak verdiği “mühürsüz oy” kararıyla da birlikte düşününce, 2017 Referandumu sonuçlarıyla ilgili en mantıklı açıklamanın sistematik usulsüzlük ve oy şişirme olduğunu belirtiyor.

Bu makale, PLOS One gibi hakemli bir dergide yayımlandığı için uluslararası literatüre girdi. Bundan dolayı akademik çevrelerde Türkiye örneği seçimlerde usulsüzlüğün istatistiksel yöntemlerle kanıtlandığı en kritik vakalardan biri olarak gösteriliyor.”