Hazal Kaya, Ahmet Mümtaz Taylan’ın programına konuk oldu. Ünlü oyuncu Taylan’ın sorularına samimi yanıtlar verdi.
‘Takıntıların var mı’ sorusuna Kaya “Sirkeyle yıkanırım, evi sirkeyle silerim. Adaçayı yakarım. Astroloğuma sormadan imza atmam, adım atmam. Çörek otu yakarım. Fiko’nun doğumu Merkür retrosuna denk geldi, o kadar komik ki sancım var, Merkür Retro’da doğan çocuklara ne oluyormuş dedim. Ali de ne zaman Venüs desem, biliyorsun öyle bir şey yok, gerçek değil diyor. Bilimsel açıklamalar yapıyor bana…” dedi.
3,5 yıl arayla 2 çocuk dünyaya getiren Kaya “Baş edemiyorum. Zorlanıyorum. İlk çocukta çok özgüvenliydim, ‘Ne var ki ben de annemin çocuğuyum çalıştı büyüttü beni’ diyordum ama, öyle olmuyormuş. Kolay bir şey gibi geliyor ama, hiç değilmiş. Duygusal tarafı zorlayıcı oldu benim için. Önce işle çocuklar arasında zorlandım, sonra 2 çocuk arasında ve işle zor oldu… Araları 3 buçuk yaş… Ali çok ilgileniyor, Süreyya daha çok küçük, Fiko ile acayip bir baba oğullar, gözlerim doluyor onları izlerken… ” diye konuştu.
“Çağatay Ulusoy’un evine sığındım”
Hazal Kaya, oğlu Fikret Ali’ye hamileliğinin son günlerinde yaşadığı yangın felaketini ise şöyle anlattı:
“Fikret’e hamileyken yangın çıkmıştı. Sert olaydı… Allah’tan merdivenler taşmış, bodrum kat tamamen yandı, eğer merdivenler taş değil ahşap olsaydı bütün ev gidecekti…. Evdeki hayvanları çıkardım, kediler dama çıksınlar diye camı açtım, bütün evi is bastı çünkü… En son arabaları çektim, baktım çekemiyorlar. 9 aylık hamileyim ya ben! Çağatay Ulusoy kulakları çınlasın, aynı sitede oturuyorduk. Güvenlik Çağatay Bey’e gidin dedi, Çağatay kapıyı açtı, doğuruyorum sanmış. Çağatay olmasaydı; sağ olsun…”